Psikoterapi ne DEĞiLDiR?

Psikoterapi Nedir? Ne Değildir?

 

Psikoterapi, uzun yıllar süren, bilimsel olarak geçerliliği kanıtlanmış teknik eğitimleri almış bir uzman ile (psikiyatrist ya da psikolog)) yapılan konuşma tedavisidir.

Bilinmelidir ki: KİŞiSEL GELİŞİM EĞİTİM PROGRAMLARI TAMAMLAMIŞ KİŞİLER PSİKOTERAPİST DEĞİLDİR.

  • Psikoterapi; duygu ve düşüncelerinizi, kendiniz ve dış dünyayla ilgili inançlarınızı, kişisel yaşanmışlıklarınızı güvenli bir ortamda ve biçimde keşfetme yolculuğudur. Psikoterapide sihirli bir değnek yoktur, bir süreçtir.

 

  • Bu öz-keşif yolculuğunuzda; Psikoterapist, sizinle işbirliği içinde, kendi özelliklerinizi farkınıza varmanıza; yaşadığınız zorluklar ya da sıkıntılarla ilgili içgörü kazanmanıza; sizi bloke eden düşünce ve davranışlarınızı keşfetmenize,ve en nihayetinde bunların dönüştürülebilmesi için size uygun, sizin dünyanızda anlamlı yollar bulmanızda yardımcı olmayı hedefler. Bir nev-i kılavuz rehber görevi görür.

 

  • Psikoterapi tavsiyede bulunmak değildir. Bunun için bir arkadaş/aileye gidilebilir.   Psikoterapist, yargılamaz, eleştirmez ve öğüt vermez. His ve düşüncelerinizi gelişen güven ortamı içerisinde açık ve sansürsüz ifade etmenize alan açar. Ancak psikoterapi danışanın hayatı ve ilişkileri konusundaki şikayetlerine koşulsuz hak verip onaylamak da değildir. Hedeflenen, kişiye yaşadığı sorunlarda kendi payının ne olduğuyla ilgili içgörü sağlamak ve yüzleştirme yapabilmektir.

 

  • Terapi süreci sonuçlandığında; sizi sadece psikoterapiye getiren problemi çözmekle kalmayıp, geliştirelen içgörü, farkındalık ve yeni davranış becerileri ile kendi yaşam yolculuğunuza daha sağlıklı ve tatminkar bir şekilde devam edebileceksiniz. Hayat, sizin karşınıza ne tür engeller çıkarmaya devam ederse etsin…

 

Duygularınızı değiştirmenin anahtarı düşünceleriniz…

Mevsim değişiklikleri, gezegen hareketleri off.. ne çok şey var içimizdeki sıkıntının sebeplerini bağlayabileceğimiz.

Döngü halinde yasadığımız, sıkıntı veren durumlar sonucunda ortaya çıkan duygularla –kaygı ya da depresif haller gibi- baş etme biçimlerimiz hayatımızı etkiliyor aslında.

Örneğin kendinizi mutsuz hissettiğinizde “oysa mutlu olmak için çok sebebim var; üstelik ben güçlü biriyim ve mutlu hissetmeliyim” diye düşündüğünüzde ne olur?

Maalesef olmuyor o öyle iste..

Olsa olsa bir anlık rahatlama, bir ‘çok şükür’, birkaç dakikalık ‘oh’; 5 dakika sonra hoop aynı depresif hal geri geliyor. Hadi bakalım gecenin 3’ünde “ben nasıl oldu da böyle bir yanlış yaptım”lar; “ben nasıl oldu da bunu öngöremedim”lerle bölünen uykular…

Neden mi? Duygularımıza müdahale edebilme şansımız aslında yok da ondan. Müdahale edebileceğimiz tek nokta bizi mutsuz eden durumu yorumlama şeklimiz. Yorumunuz nasıl hissedeceğinizi belirliyor.

Örneğin “ayrıldık: yalnızım; bunca yıllık emek sonunda başa döndüm; asla mutlu bir ilişkim olmayacak; zaten artık aynı şeyleri yine yaşayamam” diye bir yorumunuz varsa nasıl hissederdiniz? Peki bu yorum ne kadar gerçek? Aynı yorumu çok sevdiğiniz bir arkadaşınız kendisi için yaptığında “hadi oradan yine seveceksin yine mutlu olacaksın” derken yalan mı söylüyordunuz o arkadaşınıza o zaman?

Ya benzer bir ayrılık durumunda “Bazen izin vermelisin birinin gitmesine kendi yolunu bulabilmek için” yorumunu yapan kişi aynı mı hissedecektir diğer örnekteki ile?

Ayrılık herkes için acı vericidir ama hangi örnek hayatına daha hızla dönebilecektir sizce?

İlişkiler üzerinden bir örnek verdim ancak bu yorumlama meselesi her sıkıntılı hissettiğiniz durum için benzer şekilde işler. Değiştirmeye çalıştığınız duygularınız ise sıkıntının sürmesi ve tekrarlaması yüksek olasılıktır.

Yorumlarınız kilit nokta.. Şimdi bırakın yıldızları ya da mevsimleri suçlamayı da yorumlarınıza bir bakın bakalım…

Sevgiyle…

Uzm. Psikolog/Psikoterapist Asiye Usta

Academy of Cognitive Therapy diplomate